26 Ağustos 2014 Salı

Bazen her gün yanında duran insanlara güvenmezsinde, gider sana 899 km uzaklıktaki birine güvenirsin. Güvenmenin mesafesi yoktur çünkü. Güvenmenin meselesi vardır. Herkese güvenilmez. Herkese güvenilmeyeceğini, yediğin darbelerden sonra anlamanın kattığı acı insanları büyütüyormuş. Biz de böyle büyüdük işte. Herkese güvenilmeyeceğini, herkesin sevilmeyeceğini ve herkesin herkez diye yazılsada artık farketmeyeceğini zaman gösterdi bize. Sevmekte böyle bir şey işte, her gün elini tutabileceğin, dokunabileceğin insanları sevemezsin de, belkide hiç görmediğin, belkide hiç göremeyeceğin birisini seversin. Bu kalp organı çok farklı çalışıyor çünkü. Bazen sadece bir fotoğrafa bakarak aşık olabiliyor insan. Bazen de sadece ses tonuna. İşte o andan sonra, karşına kim çıkarsa çıksın herkesi farklı sınıflandırmaya koyuyorsun. Aklın daima onda oluyor. Bazen farklı şehirde oturan birisini seversin, otobüs biletleri, hava yolları, hızlı tren, ve metrobüs. Bazen o şehir in hava durumunu incelersin. Yarın hava soğuk, kalın giyinse bari. Bazen, o şehir in takımını desteklersin, haksız penaltı ile 3 puan gitti. Bazen de o şehirde adı geçen bir haberi okurken, bazen, bütün bazenler çoğalır. Siz hiç uzakta oturan birini sevdiniz mi? Her gün yanında olamadığınız, her gün elini tutamadığınız. Çok kötüyüm dediğinde ise, hiç bir şey yapamadığınız? Mesafe, telefonla konuşurken ses tonundaki değişimin sebebidir. Alo, çok özledim. kendine dikkat et..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder